NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حدثنا أحمد
بن عبدة الضبي
حدثنا حماد بن
زيد عن عاصم
عن زر بن حبيش
قال أتيت
صفوان بن عسال
المرادي فقال
ما جاء بك قلت
ابتغاء العلم
قال بلغني أن
الملائكة تضع
أجنحتها لطالب
العلم رضا بما
يفعل قال قلت
إنه حاك أو قال
حك في نفسه
شيء من المسح
على الخفين
فهل حفظت من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فيه شيئا
قال نعم كنا
إذا كنا في
سفر أو
مسافرين
أمرنا أن لا
نخلع خفانا
ثلاثا إلا من
جنابة ولكن من
غائط وبول
ونوم قال فقلت
فهل حفظت من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
الهوى شيئا قال
نعم كنا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في بعض
أسفاره
فناداه رجل
كان في آخر
القوم بصوت جهوري
أعرابي جلف
جاف فقال يا
محمد يا محمد
فقال له القوم
مه أنك قد
نهيت عن هذا فأجابه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نحوا من
صوته هاؤم
فقال الرجل
يحب القوم
ولما يلحق بهم
قال فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
المرء مع من
أحب قال زر
فما برح
يحدثني حتى
حدثني أن الله
جعل بالمغرب
بابا عرضه
مسيرة سبعين
عاما للتوبة
لا يغلق ما لم
تطلع الشمس من
قبله وذلك قول
الله عز وجل {
يوم يأتي بعض
آيات ربك لا
ينفع نفسا
إيمانها } الآية
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح
Zir b. Hubeyş (r.a.)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir:
Safvân b. Assâl el
Muradiye gelmiştim ki bana “Buraya niçin geldin” dedi. Ben de:
“Bilgi edinmek için”
dedim. Bunun üzerine Safvân: Benim Rasûlullah (s.a.v.)’den öğrendiğime göre:
“Melekler ilim öğrenmek
isteyen kimseye memnun olduklarından dolayı onu her şeyden korumak için
kanatlarını gererler.” Sonra kendisine dedim ki:
“Mest üzerine mesh
konusunda zihnime takılan şeyler var bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den
öğrendiğin bir şeyler var mı?” Safvân:
“Evet” dedi; “Bir
yolculukta olduğumuzda veya misafirlikte iken cünüplük dışında küçük abdest,
büyük abdest bozmak ve uykudan dolayı üç gün üç gece mestlerimizi çıkarmamamızı
bize emretmişti.”
Bundan sonra ben:
“Rasûlullah (s.a.v.)’den
sevgi hakkında bir şeyler işitin mi?” Safvân:
“Evet” dedi; “Bir
yolculukta Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iken görgüsüz kaba bir bedevi yüksek
sesle Ya Muhammed! Ya Muhammed! Diye Nebiimizi çağırmıştı. Ashab ona:
Sus, sesini alçalt; böyle
yapmak yasaktır, dedik. Rasûlullah (s.a.v.), onun sesine yakın bir sesle:
“Gel bakalım” diye cevap
verdi. O bedevi de:
“Bir kimse bir topluluğu
seviyor ama henüz onlar arasına karışmış değildir” diye cevap verdi. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
“Kişi sevdikleriyle
beraberdir” buyurdu:
Zir diyor ki: Safvân
anlattı anlattı sonunda Allah’ın tevbe için batıda genişliği yetmiş yıllık
mesafe olan bir kapı yarattığını, güneş batı tarafından doğuncaya kadar
kapatılmayacağını ve Allah’ın Enam sûresi 158. ayetinin bu tevbe konusunda
olduğunu bana anlattı:
“O Allah’tan başkasına
ilahlık yakıştıranlar, inanmak için kendilerine meleklerin gelmesini veya
Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar?
Ancak Rabbinin onları imana mecbur edecek bazı alametleri geldiği gün, iman
etmenin daha önce inanmamışsa veya inancıyla bir iyilik kazanmamışsa, o günkü
imanı ona bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin öyleyse ahiret gününü ey
inançsızlar! Biz de bekliyoruz başınıza gelecekleri.”
İzah:
(Nesâî, Tahara)
Tirmizî: Bu hadis
hasen sahihtir.